Kurumlar, şirketler, organizasyonlar insana benzer. Nasıl insan yeni şeyler öğrenmeden hayatını idame ettiremezse kurumlar da öğrenmeden ve değişmeden yaşayamazlar. Büyüyemediklerinden, istedikleri hedeflere ulaşamadıklarından şikayetçi olan kurumlarda yaptığım analizlerde bu şikayetlerin ortak nedenlerinin aynı olduğuna şahit oldum.
Öğrenemeyen, değişmeyen ya da öğrenme yetersizliği çeken örgütlerin bazı temel özellikleri :
1.Pozisyonum neyse ben oyum.
- Bu tür bir yaklaşımı benimseyen kuruluşlarda herkes kendi pozisyonu yetersiz ve sorunları çözecek güçte görmemektedir “Bu iş bizi aşar” yaklaşımı her seviyede görülmektedir.
- En alttaki memurdan en tepedeki yöneticilere kadar tüm yetkililer kendilerinin sorunların üstesinden gelebilecek güce sahip olmadıklarına inanmaktadırlar.
2.Düşman dışarıda
- Öğrenemeyen kuruluşlarda gözlenen bir diğer hastalık belirtisi de yapamadıkları her işte karşılaştıkları her sorunda bir düşman aramalarıdır. Her zaman bir suçlu mutlaka vardır.
- Her bölüm başka bir bölümü suçlama eğilimindedir.
3.Sorumluluk üstlenme kuruntusu
- “İyi olursa ustadan, kötü olursa çıraktan”
4. Olaylara takılıp kalma
- “ Bu yöneticiler için fazla bile çalışıyorum” veya “ Bu kadar maaşa bu kadar iş çok bile”
5. Bizim Yerimize Yönetici Düşünür
- Öğrenmeyen kuruluşların en önemli eksikliklerinden biride bir bilen baş yöneticinin, liderin her şeyi bildiği varsayımıdır. Bu nedenle kimse yeni bir şeyler için kafa yormaz veya inisiyatif almaz herşeyi yöneticilerinin düşünüp kendilerine söylemesini beklerler.