Bu Resmi İskenderun – Antakya yolu üzerinde çektim. Bir kaç yıl öncesine kadar bu tepelerin üzeri boştu. Antakya’nın rüzgar enerjisi potansiyelinden bahsedilir fakat bu potansiyeli harekete geçirecek projeler bir türlü hayata geçirilemezdi. Şimdi artık Antakya tepelerinin rüzgar enerjisi potansiyeli elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Mühendis kökenli birisi olarak potansiyel enerji kavramını oldum olası sevmem. Çünkü nerede bir potansiyel enerjiden bahsediyorsak var olan fakat kullanılmayan enerjiden bahsediyoruz. Eskiden bu tepelerde rüzgar enerjisi potansiyel bir enerji idi. Rüzgar esiyor biz sadece serinliğini hissediyorduk. Şimdi artık rüzgar enerjisi potansiyel bir enerji değil. Rüzgar enerji santralleri vasıtasıyla kinetik enerjiye yani elektrik enerjisine dönüşüyor. Bu tepelerdeki rüzgarın potansiyel enerjisini elektrik enerjisi olarak kullanıyoruz.
Bizler yıllarca hep Adana’nın tarımda, turizmde, enerjide ve daha bir çok alandaki potansiyelleri ile övündük. sonra da hep Adana’nın geri kalmasından yakındık. Çünkü potansiyel kullanılmadığı sürece zenginlik getirmiyordu. Şehirlerin zenginleşmesi için bereket, bereket için hareket, hareket için kinetik, kinetik için ise potansiyellerin değerlendirilip kinetiğe çevrilmesi gerekiyor. Şehirler ancak sahip olduğu potansiyelleri fırsata çevirerek ilerlerler ve zenginleşirler.
Rüzgar potansiyelin varsa rüzgar enerji santrali kuracaksın,
Akarsu potansiyelin varsa hidro elektrik santrali kuracaksın,
Sahilin varsa oteller kuracaksın,
Verimli toprağın varsa katma değeri en yüksek ürünü üreteceksin,
Potansiyellerinle değil, potansiyelleri fırsata çevirmenle övüneceksin,
Adana’nın yerel aktörleri olarak Adana’nın potansiyelleri ile övünme yerine bu potansiyelleri kullanacak projeleri üretme ile övünmeliyiz. Çünkü potansiyelle övünmek fakirleştirir, potansiyeli kullanarak fırsata çevirmek zenginleştirir.