YÖNETİCİLİK VE KARAR VERME

Geçen ayki makalemizde yönetim kavramının ve yöneticiliğin öneminden bahsetmiştik. Bundan sonraki yazılarımızda yöneticiliğin temel fonksiyonlarından bahsedeceğiz.

Karar verme bir yöneticinin en asli görevlerinden bir tanesidir. Yönetici karar veren kişidir. Doğru verilen kararlar yöneticileri başarılı kılarken, yanlış verilen kararlar yöneticileri başarısız yapar ve yöneticinin başındaki organizasyonun çok büyük zarar görmesine veya yok olmasına bile sebep olabilir. Bu nedenle yönetici doğru kararları vermesini sağlayacak yöntemleri çok iyi bilmelidir.

Her organizasyonda üst, orta, ve alt kademe bulunur. Yöneticinin vereceği karar, bulunduğu yönetim kademesine göre değişir. Üst yönetim genellikle stratejik ve politik kararlar verir. Yani organizasyonun genel anlamda izleyeceği yolları ve politikaları belirler. Bu tip kararlar bir organizasyon açısından en önemli kararları içerir.  Ben genelde bu tip kararları gemileri yöneten kaptanlara benzetirim. Eğer kaptan gemisini gideceği limana ulaştıracak en akılcı rotayı doğru seçemez, fırtınalı ve dalgalı günlerde hangi rotaya ulaşacağına, ne tür önlemleri alacağına doğru karar vermez ise gemideki uzman personel ve tayfalar ne kadar kalifiye olursa olsunlar o gemi batmaya mahkum olur.

Bir şirket içinde aynı şeyler geçerlidir. Bir şirketin başında bulunan yönetici şirketin geleceğine ait stratejik kararlar verirken rakiplerini, sektörün durumunu, şirketi ve sektörü etkileyebilecek gelecekteki fırsat ve tehlikeleri, yaşanabilecek ekonomik dalgalanmaları iyi analiz etmeden kararlar verirse şirketini zarara uğratması, hatta kapanma seviyesine getirmesi kaçınılmazdır.

Şunu unutmamak gerekir ki her karar bir fedakârlıktır ve risksiz karar olmaz.  Her kararın size bir maliyeti vardır. Karar verme aşamasında bir çok seçenekten birini seçmek diğer alternatiflerden vazgeçmek anlamına gelmektedir.  Pazarlamada bir pazara girmeyi seçerken diğer pazarlardan vazgeçeriz veya bir alana yatırım yaparken, diğer yatırımlardan vazgeçeriz.

Bir yönetici iki ortamda karar vermek zorunda kalabilir. Birincisi belirlilik ortamı, İkincisi belirsizlik ortamıdır. Belirlilik ortamında yönetici karar verirken her alternatifin sonucunu ve kendine getirisini net olarak bilir. Örneğin telefon faturalarını azaltmak isteyen bir yönetici her bir telefon operatörünün tarifelerini inceleyerek  kendi şirketi için en uygun operatörü seçer. Bu şekilde elde edeceği tasarruf net bir şekilde bellidir.

Belirsizlik ortamı karar vermenin en zor olduğu ve yöneticinin çok dikkatli olmak zorunda olduğu bir ortamdır. Günümüzün küresel rekabet dünyasında yöneticiler kararların büyük çoğunluğunu belirsizlik ortamında almaktadırlar. Belirsizlik ortamlarında alınan kararlar risk içerir. Günümüzde etkin yöneticilerin risk kavramını ve risk analizini iyi bilmesi gerekmektedir. Şirketler açısından dört risk alanı mevcuttur ve yöneticiler karar verirken bu dört risk alanını göz önünde bulundurmak zorundadırlar.

  1. Stratejik Risk

Bu riskler arasında değişen müşteri eğilimleri ve rekabet tehditleri, ekonomik ve politik değişmeler, teknolojideki yeni değişmeler ve yasalardaki değişiklikler bulunmaktadır.

  1. Operasyonel Risk

Bir organizasyonun kişilere, süreçlere veya ürünlere bağlılığı ile ilgili risklerdir. Bir şirketin patronunun ölmesi veya uzun yıllar şirkette görev  almış  bir  üst düzey yöneticinin istifası bu riskler arasındadır.

  1. Finansal Risk

Döviz kuru ve faiz oranı dalgalanmaları, müşterinin ödeme yapmaması ve finansal mevzuata uyum ile ilgili risklerdir.

  1. Tehlike Riski

İşletmenin performansını olumsuz etkileyecek doğal afetler, iş kazaları, yangın vb. gibi beklenmeyen risklerdir.

Profesyonel bir yönetici yıllık olarak bu dört alandaki riskleri de içerecek şekilde bir risk planı yapıp bu risklere karşı hangi önlemlerin alınacağını belirlemelidir.

Posted in Blog, Yönetim ve Yöneticilik and tagged , , .

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir